Zonguldak ve çevresi, tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Zonguldak’ın jeolojik yapısından kaynaklanan mağaraları, bol yağış alan yeşil doğası, ılıman iklimi, yörenin vadilerle parçalanmış dağlık yapısı, güçlü bir yeşil örtüsü ve akarsuları sebebiyle farklı medeniyetler tarafından ilgi görmüştür. Türkiye topraklarında taşkömürü madenlerine sahip tek yer Zonguldak ilidir.

Modern Zonguldak şehrinin bugünkü haline gelişi bu havalideki taşkömürü madeninin keşfedilmesi ve işletilmesiyle başlamıştır. 1829'da bölgede taşkömürü madeninin keşfedilmesiyle birlikte havzaya yerli ve yabancı sermaye girişi başlamıştır. Bu suretle kömür ocakları, birbiri ardına açıldıkça baş gösteren ekonomik ve sosyal koşullar, maden ocaklarının açıldığı bu sahada yeni bir yerleşim birimi meydana getirmiştir.

Bir dönem 60.000 işçinin aynı anda çalıştığı taşkömürü madenciliği şehrin temel geçim kaynağı olmuştur. Enerjinin temel hammaddesi olan taş kömürü şehre ve çevresine çok sayıda endüstri tesisinin kurulmasını sağlamıştır. Kömür işleme tesislerinin yanısıra termik enerji santralleri ve demir-çelik endüstrisi üzerine ülkemiz için çok önemli dev tesisler inşaa edilmiştir.

Kömür endüstrisi ile gelişen şehirde çok sayıda sosyal tesis, konut, sağlık merkezi gibi çalışanların ihtiyaçlarına yönelik yapılar ve yerleşim birimleri kurulmuştur. Günümüzde aynı veya farklı amaçlarla kullanılan yada atıl kalan çok sayıda endüstri mirası ögesi Zonguldak şehrinin geçmişinin esintilerini halen taşımaktadır.